Çölyak Hastalığı Nedir?
Çölyak, kısaca ince barsak alerjisi olarak bilinir. Bu alerji buğday, arpa, yulaf ve çavdar gibi tahıllarda bulunan “gluten” adlı proteine karşı ince barsağın ömür boyu süren bir hassasiyet göstermesinden kaynaklanır.
Buğday, arpa, yulaf ve çavdar denildiğinde şöyle bir durup düşünmeniz gerekiyor! İstisnanız her yaştaki her insanın hergün aldığı gıdaların temelinde bu tahıllardan yapılma ürünler bulunmaktadır. Ekmek, makarna, bulgur, simit (gevrek), poğaça, mantı, börek, kurabiye, baklava, pasta, bisküvi, gofret gibi… Buğday unundan yapılma ekmek, makarna gibi ürünler bir tarafa içinde azıcık bir miktar un kullanılan çorbalar, reçeller ve hatta köfte hamurları bile gluten içermektedir.
Hastayı Nasıl Etkiler?
“Gluten alerjisi” olan kişi yaşamı boyunca normal, dengeli ve düzenli beslendiğini sanarak hemen hergün gluten içeren ekmek, makarna, bulgur, simit, poğaça, mantı, börek, kurabiye, baklava, pasta, bisküvi ve gofret gibi ürünleri tüketir.
Ancak bu ürünler kişiye fayda yerine zarar vermektedir. Bu ürünlerde bulunan “gluten” kişinin ince barsaklarında bulunan vilüsleri tahrip etmektedir. Vilüsler tahrip olunca ince barsaklar asıl görevlerini tam olarak yerine getiremez ve vücudun ihtiyacı olan proteinler, vitaminler ve minareller tam olarak emilerek kana karışamaz. İnce barsak vilüslerinin tahrip olması sonucu ortaya çıkan bu durum neticesince kişi çok farklı sağlık sorunları ve hastalıklara yakalanma riski ile karşılaşır.
Teşhis neden zordur?
Çok kısa bir süre öncesine kadar dünyanın en gelişmiş ülkelerinde bile Çölyak hastalığının toplumun çok ufak bir bölümünü etkileyen bir sindirim sistemi hastalığı olduğu inancı hakimdi. Ancak son yıllarda birbiri ardına yapılan çalışmalar ve elde edilen bilgiler bu hastalığın gerçek boyutlarının ilk varsayımların çok daha ötesinde olduğunu ortaya çıkartmış bulunmaktadır. Yine bu araştırmalar yaklaşık her yüz kişiden birinin gizli Çölyak hastası olduğunu ortaya koymuştur.
Ülkemizde bu konudaki yapılmış olan 2 kapsamlı çalışma bulunmaktadır.
T.C. Ankara Üniversitesinde, Eylül 2002 – Eylül 2003 tarihleri arasında 1000 çocuk ve ergene (ortalama yaş: 9 yıl) Çölyak testi yapılmış ve bu çalışmada Türk çocuklarında Çölyak Hastalığı yaygınlığı %0,9 (1/111) olarak bulunmuştur.
2007 yılında Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Polikliniği doktorları tarafından benzer bir çalışma yapılmıştır. Bu çalışmada 2-18 yaşları arasındaki 1000 çocuk ve ergene Çölyak testi yapılmış ve bu çalışma neticesinde her 111 kişiden birinin Çölyak hastası olduğu ortaya çıkmıştır.
Yukarıda belirtilen her iki araştırma sonucu ülkemizdeki Çölyak hastalığı yaygınlığının dünya standartlarına uygun bir düzeyde olduğunu göstermektedir. Çölyak hastalığı ilerideki bölümde de göreceğiniz gibi çok farklı belirtiler gösterebilmektedir. Hastalık çok farklı belirtilerle ortaya çıktığı için Çölyak konusunda deneyimli olmayan hekimler doğal olarak bu tür belirtileri farklı hastalık veya sorunların nedeni olarak görmekte doğru teşhis koyamamaktadırlar.
Halkın hemen hemen tamamı Çölyak hastalığının ismini bile duymamışken, dünya hekimlerinin büyük bir bölümü de bu konuda yeterli bilgiye sahip değildir. ABD’deki ünlü Chicago Üniversitesi, Çölyak Hastalığı Bölümü bu konuda çok çarpıcı bir değerlendirmeyi İnternet sitesi üzerinden tüm kamuoyuna şu kelimelerle duyurmaktadır:
…Hekimlerin büyük bir bölümü Tıp eğitimleri sırasında Çölyak hastalığının son derece ender görünen bir hastalık olduğunu öğrenmiş ve tüm kariyerleri boyunca belki de tek bir Çölyak vakası ile karşılaşmayacaklarına kendilerini inandırmışlardır. Bugün bile Tıp okullarında Çölyak konusundaki eğitimler son derece sınırlıdır. Hekiminiz 4 yıllık temel Tıp eğitimi süresince Çölyak konusunda 20-30 dakikalık genel bir bilgilendirme ancak almıştır. Günümüzde okutulan kitaplardaki bilgiler de güncel olmayıp eskidir.
Yukarıdaki samimi itiraf Çölyak hastalığının neden yıllar boyu gerçek yüzünü ortaya koyamadığını net bir şekilde göstermektedir. Çölyak hastalığının son derece farklı belirtilerle kendini gösterebilmesi tüm branş hekimlerin hastalarında Çölyak olasılığını değerlendirmelerini öncelikli kılmaktadır.
Çölyak hastalığı belirtileri
– Kusma, ishal, karın ağrısı, karın şişliği, kabızlık
– Cilt rahatsızlıkları, nedeni belirsiz kaşıntılar
– Guatr ve Tiroid sorunları, Haşimato hastalığı
– Boy kısalığı, kemik zayıflığı, kemik erimesi
– Nedeni bilinemeyen karaciğer hastalıkları
– Diş minesi kaybı – Rengi bozulmuş dişler
– Stres, depresyon, huysuzluk, sinirlilik
– Mide ülserleri – Safra taşı sorunları
– Kısırlık / Tekrarlayan düşükler
– Eklem ağrıları ve iltihapları
– Sürekli yorgunluk, bitkinlik
– Erken yaşlarda saç dökülmesi
– İştahsızlık, kilo alamama
– Tekrarlayan ağız yaraları
– El ve ayaklarda uyuşukluk
– Davranış değişiklikleri
– Atlayan adet dönemleri
– Nörolojik bozukluklar
– Şeker hastalığı
– Gıda alerjileri
– Kansızlık
Tanı konulmaması ve tedavi uygulanmaması durumunda Çölyak hastalarını bekleyen sıkıntılar sadece bu belirtilerle sınırlı kalmaz. Ayrıca immün sistem için şart olan Timus Bezi ve Dalak gibi organlarda atrofi denilen gerileme görülür. Kanser riski artar (Meme, akciğer, rahim ağzı, prostat, gırtlak ve mide kanserleri). Çölyak hastalığındaki en büyük risk hastalığın yukarıda yazılı belirtileri göstermeden de var olabilmesi tehlikesidir. Hastalık belirtilerini bazı kişilerde erken yaşlarda gösterirken bazı kişilerde ise genç yaşlarda veya daha ileri yaşlarda gösterebilmektedir. Bu durumda dışarıdan sağlıklı olarak olarak gözükebilen bir kişi Çölyak hastası olduğunun farkına bile varmadan uzun yıllar boyu yaşamını sürdürmekte ancak bu süreç içinde hastalık bünyeye sinsice zarar vermektedir. Bu riski önlemenin ve erken teşhis konulabilmesini sağlamanın tek garantili yolu yukarıdaki belirtiler olmadan da kişinin Çölyak Testi yaptırmasıdır.
Teşhis Nasıl Konur?
Biocard Çölyak Testi, parmak ucundan alınan kan örneği ile 5-10 dakika gibi kısa bir süre içinde kişide Çölyak hastalığı olup olmadığını gösteren dünyadaki ve Türkiye’deki tek hızlı testtir. Finlandiya’da Avrupa Birliği standartlarına göre üretilen bu test T.C. Sağlık Bakanlığının izni ile ülkemize ithal edilmektedir. Bu testi hastanelerde, polikliniklerde veya eczanelerde yaptırabilirsiniz. Hatta eczaneden satın alacağınız testi kullanım prospektüsünde yazılı kurallara uyarak kolayca evinizde yapabilirsiniz. Bu testin pozitif çıkması durumunda yapmanız gereken derhal bir Gastroentoloji uzmanına müracaat etmek olacaktır. Doktorunuz kesin teşhiş için ince barsaklarınıza endoskopi uygulaması yapacak ve alınacak doku örnekleri biyopsiye gönderilecektir.
Tedavisi Nasıl Olur?
Henüz piyasada Çölyak hastalığını tedavi eden bir ilaç bulunmamaktadır. Çölyak hastaları için tek tedavi yöntemi gluten içeren yiyecekleri bırakarak özel hazırlanmış glutensiz gıdalar almalarıdır. “Tedavi Amaçlı Gıdalar” olarak nitelendirilen bu ürünler eczane ve süpermarketlerden temin edilebilir. Bu ürünlerin büyük bir bölümü Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) geri ödemesi kapsamında olup ürün bedelleri sigorta tarafından karşılanmaktadır. Özel firmaların dışında başta İstanbul Belediyesine ait “Halk Ekmek” gibi kuruluşlar da Çölyak hastaları için başta ekmek olmak üzere özel olarak üretilmiş Glutensiz ürünler satmaktadır. Piyasada Çölyak hastaları için özel olarak glutensiz olarak üretilmiş un, ekmek, bisküvi, makarna, pasta ve gofret gibi çok farklı ürünler bulunmaktadır.
Erken Tanının Önemi
İnce barsaklardaki vilüsleri tahrip ederek vücudun gerekli mineral, vitamin ve proteinleri almasını önleyen Çölyak hastalığı ne kadar erken yaşta teşhis edilecek olursa kişiye vereceği zararlar da o ölçüde az olacaktır. Ayrıca hastalığın geç teşhisi beraberinde başka hastalıklara yakalanma riskini de getirmektedir. 1999 yılında yayınlamış olan bir araştırma (SIGEP Study Group for Autoimmune Disorders in Celiac Disease. Ventura A, et.al. Gastroenterology 1999 Aug) yaşlara göre erken tanı konulabilmesinin önemini şu şekilde ortaya koymaktadır:
Tanı yaşı
2-4 4-12 12-20 20 üzeri
|
Tanı sonrası otoimün hastalıklara yakalanma riski
% 10.5 % 16.7 % 27.0 % 34.0 |
Rakamlar Korkutucu! Yapılan araştırmalar ülkemizde yaklaşık 700 bin kişinin Çölyak hastası olduğunu göstermektedir. Ancak bugüne kadar kesin tanı konmuş hasta sayısı 5 bin civarındadır. Genç-yaşlı yüzbinlerce insanımız Çölyak hastası olduğunun farkında olmadan yaşamakta ve son derece ciddi sağlık sorunları ile karşı karşıya bulunmaktadırlar. |
ASKER ADAYLARI
DİKKAT!
Askerlik süreci yoğun talimler ve karavana demektir. Bir çölyaklının karavanadan beslenerek askerlik yapması diyetini bozması, çeşitli ek sorunlarla uğraşması ve daha da kötüsü yaşam süresini kısaltması anlamına gelir. Bu nedenlerle Çölyaklı gençlerimizin askerlikten muaf tutulması yaşamsal bir önem taşımaktadır.
23 Aralık 2004 tarih ve 25679 sayılı resmi gazetede yayınlanan karar gereği gluten enteropatisi (Çölyak Hastalığı) yönergenin B maddesine alınmıştır. (B maddesi savaş veya seferberlik dışında er ve yedek subay olarak askerliğe elverişli olamama durumlarını belirlemektedir.)
Çölyak Testi pozitif çıkan asker adayı gençlerin kesin tanı için kendilerine en yakın Askeri Tıp Akademisi Gastroentroloji bölümüne başvurmaları gerekmektedir. Burada yapılacak tahliller, endoskopi ve ince barsak biyopsisi sonucu Çölyak hastalığı tanısının kesinleşmesi durumunda hasta askerlik görevinden muaf tutulabilecektir.
|
ANNELER-BABALAR
DİKKAT!
Çocuğunuz Çölyak Hastası Olabilir!
Çölyak hastalığı bazen çok küçük yaşlarda (0-3 yaş arası) kusma, ishal, karın ağrısı, karın şişliği gibi belirtilerle ortaya çıkar. Bazen de ileri yaşlarda kilo alamama, boy kısalığı, iştahsızlık gibi ilave bulgularla ortaya çıkar. Hastalığın erken yaşlarda bu şekilde ortaya çıkması tedaviye bir an önce başlanmasını sağladığı için büyük bir şanstır.
Ancak çocukların çok büyük bölümünde ince barsak vilüslerinin tahribatı yavaş yavaş olur ve belirtiler genç yaşlarda ortaya çıkmaz. Bu durumda hastalık sinsice ilerler, tahrip olan vilüsler nedeniyle bünye gereken vitamin, protein ve mineralleri alarak sağlıklı bir gelişme gösteremez.
Çocuklarda Çölyak hastalığı riskini önlemenin tek yolu Çölyak testi yaptırmaktır. 0-2 yaş arası çocuklara test yaptırmak gereksizdir çünkü bu yaşlarda testler doğru sonuç vermemektedir.
|
HAMİLELER DİKKAT!
Çölyak testi yaptırdınız mı?
Hamile anne adayı gizli çölyak hastası ise hamilelik sırasında ve sonrasında hem kendi hem de bebeğinin sağlığı açısından ciddi sorunlarla karşılaşabilir. Vilüslerindeki hasardan ötürü sağlıklı beslenemeyen anne adayının karnındaki bebeğin de beslenme ve gelişim kalitesinde ciddi bir azalma olur.
Çölyak hastalarında görülen bir başka durum ise laktoz alerjisidir. Laktoz süt ve süt ürünlerinin içerisinde bulunan şekere verilen isimdir. Sindirilmesi için ince bağırsakta bulunan vilüslerde üretilen bir enzim gereklidir. Çölyak hastalarında gluten villüsleri tahrip ettiği için doğal olarak bu enzim üretilemez ve laktoz sindirilemez. Bu durum özellikle bebeklerde ve çocuklarda ciddi sorunlara yol açar.
Araştırmalar genetik olarak Çölyak hastalarının kendi aile fertlerinin de bu hastalığa yakalanma riskinin genel nüfusa oranla yaklaşık on kat daha fazla olduğunu göstermektedir. Yani anne veya baba adayından birinin Çölyak hastası olması durumunda çocuklarının da bu hastalığa yakalanma riski normal nüfusa göre 10 kat daha fazla olacaktır.
Çölyak hastalığının bu genetik özelliği dikkate alınacak olduğunda sadece hamile anne adayının değil, baba adayının da Çölyak hastası olup olmadığının belirlenmesi hem anne-babanın hem de bebeklerinin sağlığı açısından büyük önem taşımaktadır.
|
|
ŞEKER HASTALARIDİKKAT!
Çölyak testi yaptırdınız mı?
Yapılan bilimsel araştırmalar şeker hastalarının büyük bir bölümünün aynı zamanda Çölyak hastası olduğunu göstermektedir.
Bu risk özellikle Tip-1 şeker hastalarında çok daha fazladır.
Bu nedenle şeker hastalığı sorunu olanların Çölyak konusunu çok ciddiye almaları ve biran önce Çölyak hastası olup olmadıklarını öğrenmek için test yaptırmaları önerilmektedir.
|